Çocuklarda Ayrışma - Bireyselleşme Süreci
Ayrışma, bir çocuğun bağımsız bir birey olarak kimliğini şekillendirdiği ve ebeveyninden psikolojik olarak ayrıldığı normal bir süreçtir. Bebekler ilk dünyaya geldiklerinde anneleri ile “bir” olduklarını, aynı bedende olduklarını düşünürler ve bu düşünce zamanla farklı olduklarını fark etmeleri yönünde gelişir ve bu sürecin sonunda artık tamamen ayrı olduklarının idraki ile tamamlanır.
Psikanalist Winnicott, ayrışma sürecini anlamak için ebeveyn-çocuk arasında k ilişkiye odaklanmış ve ayrışmanın , bireyselleşmenin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi için gereken koşulun "yeterince iyi ebeveyn” ilk olması gerektiğini açıklamıştır.
Winnicott’un "yeterince iyi anne/ebeveyn” kavramı, çocuğun bireyselleşme sürecini destekleyen temel unsurdur. "Yeterince iyi anne," çocuğun ihtiyaçlarını bebeklikte tamamen ve tam zamanında karşılayan, ancak zamanla bu müdahaleyi azaltarak çocuğun bağımsızlığını destekleyen bir figür olarak tanımlar. Bu ebeveynlik modeli, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlarken, dünyayı keşfetmesine alan e olanak tanır.
Yaşamın ilk dönemlerde anne, bebeğin dış dünyaya yönelik algılarını filtreler, süzgeçten geçirir ve onun ihtiyaçlarını karşılarken bir güvenlik hissi yaratır. Bu annenin ruhsal olarak çocuğu korumak için hayata geçirdiği bir süreçtir. Aksi halde çocuğun /bebeğin anlamlandıramadığı yaşam deneyimleri, duygular çocuğun ruhsallığına girerek orada bir takım dağılmalara sebep olabilir. Winnicott, bu filtreleme durumunu “tutma” (holding) kavramıyla açıklar. “Tutma” yalnızca fiziksel olarak bir bebeği kucakta tutmak değil, aynı zamanda duygusal bir destek sunmayı içerir. Bu güvenli ortam, çocuğun ayrışma sürecine hazırlık yapmasını sağlar.
Ayrışma sürecinde Winnicott’un ortaya koyduğu bir diğer önemli kavram, “geçiş nesneleri” ve “geçiş alanı”dır. Çocuk, ebeveyninden ayrılmayı deneyimlerken bir geçiş nesnesine (örneğin bir oyuncak ya da battaniye) bağlanabilir. Bu nesne, çocuğun ebeveyni fiziksel olarak yanındayken hissettiği güven duygusunu sürdürmesine yardımcı olur. Geçiş nesnesi, çocuğun iç dünyası ile dış gerçeklik arasındaki köprü işlevini görür.
Bu süreçte çocuğun oyunları, oyun alanı da önemlidir. Oyun, çocuğun duygusal dünyasını ifade etmesine, bağımsız bir birey olarak kimliğini keşfetmesine ve ayrışmayı anlamlandırmasına yardımcı olur. Winnicott, oyun alanını çocuğun kendisini özgürce ifade ettiği ve gerçeklik ile hayal gücünü bir araya getirdiği "geçiş alanı" olarak tanımlar.
Ayrışma , bireyselleşme sürecini kolaylaştırabilmek ve sağlıkla tamamlayabilmek için destekleyici davranışlar şunlar olabilir.
1. Güvenli bir ortam : Çocuğunuzun duygusal ihtiyaçlarını karşılayarak, ona kendini ve etrafını keşfedebileceği alanı sunun.
2. Bağımsızlık için alan: Çocuğunuzun kendi kararlarını almasını destekleyin ve hatalar yapmasına izin verin. Bu aynı zamanda neden - sonuç ilişkisinin gelişmesine de katkı sağlayacaktır.
3. Geçiş nesnelerini destekleyin: Çocuğunuzun bağlandığı nesneleri önemseyin ve bu süreci doğal bir gelişim adımı olarak görün. Özellikle okula başlama sürecinde geçiş nesnelerini yanında taşımak isteyen çocuklara bu konuda destek olun.
4. Duygularınızı fark edin: Çocuğunuzdan ayrışma sürecinde yaşadığınız kendi kaygılarınızı fark ederek, bu duygularla sağlıklı bir şekilde başa çıkmaya çalışın.
Ayrışma sürecinde desteğe ihtiyaç duyduğunuzu düşünüyorsanız İzmir Karşıyaka Bostanlı'da bulunan Pilea Psikoloji Merkezini arayarak randevu alabilirsiniz.
Psikolog Selin Mert Yanar